Bir Kıssa-O ZAT VARKEN SANA MI MÜRACAAT EDECEĞİM!

Horasan Valisi Abdullah Bin Tahir, halkına adaletli ve huzurlu bir dönem yaşatmak istiyordu. Emniyet mensuplarına kesin emir verdi.

“Kimse kapısını kilitleme ihtiyacı duymayacak, hiçbir eşya çalınmayacak!”

Bunun içindir ki, devriyeler gece ve gündüz kol geziyor, kuş uçurtmuyordu.

Adil bir vali olan Abdullah Bin Tahir, bir gece, korkunç bir rüya gördü. Kuvvetli dört kimsenin, tahtını, tersine çevirirken uyanır. Hemen abdest alıp, iki rekat namaz kılar. Tekrar uyur. Yine o dört kişi, tahtını yıkmak üzere iken uyanır. Uyandı ürperti ile ve düşündü acaba bir adaletsizliğim mi var diye… Ertesi günü ilk işi devriyeleri çağırtmak oldu. Gördüğü rüyayı anlattı ve:

“Muhakkak benim bir makama layık olmayan bir adaletsizliğim oldu ki beni makamımdan attılar. Söyleyin bana, sizler bir haksızlık mı yaptınız yoksa?” dedi. Devriyeler:

“Hayır, biz adaletsiz bir iş yapmadık,” dediler.

“Hiç hırsız yakaladığınız oldu mu?”

“Geçen gece üç tane hırsız yakalamıştık.”

“Peki, getirin onları..”

Getirdiler. Ne var ki, getirdikleri içerisinde birisi vardı ki, iki gözü iki çeşme ağlayıp duruyordu. Vali hemen sordu:

“Evladım, arkadaşların ağlamıyor da sen neye ağlıyorsun?”

Hırsız olarak getirilen meçhul adam anlatmaya başladı.

“Efendim, ben hırsız değilim. Ben işinde gücünde çalışan bir demirciydim. Gece dükkanımı kapattım evime dönerken yanından süratle birisi fırlayıp gitti. Az sonra gelen devriyelerin onun yerine bini hırsız diye yakalayıp götürdüler, zindana attılar. Şu anda benim durumumdan evimin haberi yok. Ne haldeler bilmiyorum. Bir de benim hırsız diye yakalandığımı duyarlarsa onların yüzüne nasıl bakarım.”

Bu sözleri dinleyen vali hatasını anlamış ve oldukça da üzülmüştü. Bir taraftan devriyelere gerekli cezayı verirken diğer taratan da demirciye içi dolu bir kese uzatarak,

“Kusura bakma. Bu adaletsizliğe devriyelerin yüzünden düştüm. Şu parayı al, hakkını helal et. Bir daha sıkıldığın zaman bana müracaat et” dedi.

Demirci şöyle Valiye baktı ve:

“Müşkülü halletmek mi? Müşkülümü ancak Allah halleder. Beni haksız olarak zindana attırdığında namaz kılıp, (Ya Rabbi, bu işte suçum olmadığını, ancak sen bilirsin. Beni buradan, ancak sen kurtarırsın) diye dua eder, beni haksız olarak zindana attıran şu valiyi koltuğundan at, uykusundan mahrum et’ dedim. İşte ondan sonradır ki, sen o rüyayı gördün, uykudan oldun. Seni adalete zorlayan, beni de zindandan çıkaran, benim gibi bir fakir için, senin gibi bir sultanın tahtını birkaç defa tersine çeviren sahibimi bırakıp da, dileğimi başkasına arz etmem kulluğa yakışır mı?” Öyle bir Zat varken, O’nu bırakıp da sana mı müracaat edeceğim? Sen Horasan Valisiysen, O bütün kainatın, bütün mazlumların valisidir. Müracaatım yine O’na olacaktır. Hem de gecenin gizli saatlerinde…”

 

 

 

 

Bir Cevap Yazın

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s