HIDRELLEZ~~
Soru: Hıdrellez ne demektir
Cevab: Bismillahirrahmanirhim.
Hıdrellez: Hızır ve İlyas (A.S.) ın her bahar başlangıcında buluştuklarına inanılan Milâdî 6 Mayıs, Rumî 23 Nisan a rastlayan güne verilen isimdir. Söz konusu günde Hızır ve İlyas (A.S.) buluşarak sohbet ederler ve bugünlerde vakitlerini ALLAH yolunda olmanın ve birlikteliklerinin verdiği sevinçle kuvvet bulurlardı. Hızır (A.S.) ın ALLAH ın lutfu ile dolaştığı yerde yeşillikler çıkar ve çorak yerler çiçeklere bezenirdi. İşte bu olaya dayanarak, halk zamanla bugünlerde buluşup Hızır ve İlyas (A.S.) ın geleneğini sürdürmek amacıyla özel anma ve dua günleri tertib eder olmuşlar. Ancak bu zamanla aslî hüviyetinden çıkarılarak günümüzde olan şekliyle Hıdrellez adını almıştır.
Günümüzde kullanılan mânâsı ise: İnsanların kıştan kurtuluşlarının bir işareti ve bahar güneşinden faydalanma, piknik yapma, stres atma, eğlenme, nişan, düğün, sünnet törenleri tertib etme, uğursuzlukları giderme, adak adama, dilekte bulunma gibi düşünceleri gerçekleştirme amacıyla gelenekselleşen “bahar bayramı” inancıdır ki, tam bir bidat olarak ortaya çıkmıştır…..
Mehmet talu hoca’dan
https://youtu.be/E-uKq-UUr1E
Diğer bir ehli sünnet cemaat
https://youtu.be/CxWsM1WdDt4
—
Soru : Hıdrellez gününde yapılanlar caiz midir ?
Cevap :
Hıdrellez günü kır çiçeklerinin kaynatılarak suyundan içilmesinin hastalıklara şifa vereceği, hıdrellez gecesi bütün sulara nur yağacağı düşünülerek o gece suya girmenin her türlü hastalığa karşı bağışıklık sağlayacağı, o gece evlerdeki yiyecek ve içeceklerin ağzının açık bırakılması, dileklerin bir kâğıda yazılarak gül ağaçlarının dibine konulması gibi şeylerin dinimizde yeri yoktur.
Bunlar halk geleneğidir.
Öncelikle batıl olan hiçbir uygulamayı dinimiz kabul etmez.
Bunları yapmak caiz değildir .
▪️
Hidrellez günü ALLAH CC’ı kaybetme gününe dönüşüyor, farkında mısınız?
Bu geleneğe sokuşturulan bir sürü batıl itikat üzerinden dinimizi saptırıyoruz ve yüce RABBİM’izi kaybediyoruz farkında olmadan.
Adete dönüşmüştür. Dini hiçbir hüvyeti ve kutsaliyeti yoktur
◾️
Bunlar halk arasına gelenek gibi yerleştirilmek istenen, dini bir yönü varmış gibi hızır as, ile ilyas as, buluşuyor diye adlandırılan bir bidat,, ALLAHÜ TEÂLA bizi SÜNNETİ seniyeden ayırmasın.
AMİN
◾️
Müslümanlıkta, miladî aylar içinde mübarek gün ve gece yoktur.
6 Mayıs Hıdırellez günü Müslümanlıkla bağdaşmaz.
Hazret-i Hızır’la Hazret-i İlyas’ın buluştuğu gün diye kutlanan bir hurafedir.
Kutlamak günahtır.
Çünkü, O gün birçok hurafeler yapılmaktadır.






🌹🌹🌹🌹HIDIRELLEZ🌹🌹🌹🌹
Hızır ve İlyas as’ın kudüsdeki yıllık buluşma günü Hıdırellez yani Hızır İlyas olarak bilinir. Bu tarih miladi 6 mayıs günüdür. Hızır as ile İlyas as yılda iki defa buluşurlar, biri altı mayısta kudusde mescidi aksada buluşurlar, diğeri ise hac mevsiminde Arafatta buluşurlar.
Bu iki zamanda buluşmalarının sırrı hikmeti ise; yılda iki defa Enbiya, Evliya ve yer yüzünde görevli Meleklerin Efendimiz sas’ in başkanlığında divan toplantısı olur. Hızır ve İlyas as da görevli oldukları için orda bulunurlar. Bu buluşmalar ve her ikisinin görev alanları hakkındaki rivayetler şöyledir.
Hızır as’öğretilen ılmi ledün, levhi mahfuzdan çıkan hükümlerin dünyada uygulanışı ve Allah cc Enbiya ve Evliyaya bıraktığı ve onların tercihlerini onayladığı olaylardır.
Bunu kehf suresindeki anlatın kıssadan açık ve net anlaya biliriz şöyleki; gemi hakkında, (ben irade ettim) demesi, çocuk hakkında (biz irade ettik) demesi ve yetimler hakkında (Rabbin böyle irade etti) demesi akıl sahibleri için yeterlidir. Bu ilim vayhe ve ilhama veya zuhurata dayanan bir ilim değil, doğrudan kaza kaderle ilgi ve dünyada olacak işlerle alakalı alınan kararlardır. Memurlar verilen görevi sorgulamaz yapar, oda memurlardan biri olduğu için alınan kararları sadece uyguladı. Yetkisini asla aşmadı.
Ne garibtirki kehf suresinde Musa as kıssasındaki kişinin Hızır as olduğunu ve Rasulüllah sas zamanında da yaşadığını kabul eden hadisciler, Efendimiz sas vefatı itibari ile ilk asırda Rasulüllah sas’i görenlerden kimse kalmıyacak rivayetine dayanarak ve hiç bir beşer için huld ebedilik ölümsüzlük yok ayetini yanlış yerde kullanarak ölmüş olacağını ifade ediyorlar, ancak bu görüş çok zayıf ve yanlış temellere bina edilmiş. Bunun tartışmasını yapmıyacağız sadece şunu bilelimki Hızır as’ın yaşadığını söylüyenler ve bunu birebir yaşayanlar onun ve ilyas as ın ölümsüz olduğunu söylemiyorlar. Mutlaka onlarda ölümü tadacaklar, en gec yer yüzünde bütün iman ehlininin ruhlarını yerinde alacak olan tatlı rüzgar estiği gün, çünkü yeryüzünde mümin insan olduğu müddetçe kıyamet kopmıyacaktır.
İsmi hakkındaki bütün ihtilaflardan uzak olarak bu rivayetler içerisinde Hızır as görüşenlerin ve onunla karşılaşanların isminin BELYA بليا olduğunu söylemelerini esas alarak bu rivayet vakıayla dogrulandığı için bunu tercih ediyoruz. İbni Kuteybe el-mearif adlı eserinde Vehb bin Münebbih den (( Muhakkak ki Hızır as ın ismi BELYÂ dır.)) diye rivayet etti. İbni Kesir el- bidaye c.1 s.304
Darekutni İbni Abbas ra dan rivayetinde (( Hızır as Adem as oğludur onun sulbünden dir ve onun eceli deccalı yalanlıyacağı güne kadar ertelendi.)) dedi. Ebu Hatem Şeyhlerinden yani ilim üstatlarından şunun işitildiğini rivayet etmektedir (( Adem oğlundan ömürce en uzun olanı Hızırdır ismide Hadrun bin Gabiyl bin Adem dir.)) dedi. İbni Kesir El-Bidaye c.1 s.304
Zülkarneyn as ın Dünya seyahatinde ve Abu Hayat Nehrini arama yolculuğunda onun ordusunda bulundu, Allah cc o nehrin dünyaya ulaşan kısmını sadece ona nasib etti. Bu dünya gezegeninin çok sırları var bilinmeyen ve keşfedilmedik ço yerleri var.
İbni Abbas ra dan gelen rivayette Nebi sas (( Hızır, Hızır diye isimlendirildi çünkü beyaz bir kürkün üzerinde namaz kıldı ve bu kürk sallandı ve orası hemen yeşerdi, bitkiler bitti.)) dedi. İbni Kesir, el- Bidaye: c.1 s.305 Burdan ve bu manadaki diğer rivayetlerden ve kelimeninde asıl masından şunu anlıyoruz bun lakab kendisine bereket kaynağı olduğu için verilmiştir.
İbni Kesir El-Bidaye adlı tarih kitabında: ihtilaf edilen şey Hızır as ın bu zamanızda hala yaşıyor olmasıdır, cumhur alimler ise o bilinen bir güne kadar onun hayatta olduğu görüşüdür. C.1 s. 306
Ata ra İbni Abbas ra dan, İbni Abbas ra Nebi sas den şöyle dediğini rivayet etti (( Hızır ve İlyas as her sene hac mevsiminde karşılaşırlar, bir birlerinin başını tıraş ederler ve şu duayı yaparak ayrılırlar; Bismillahi mâşâ-allahü, lâ yesugul-hayra illallahü mâ şâ-allahü, lâ yesrıfüş-şerra illallahü mâ şâ-allahü, mâ kâne min ni’metin fe-minellahi mâ şâ-allahü, lâ havle ve lâ guvvete illa billahi.dedi.
İbnini Abbas ra; her kim bu duayı sabah ve akşam üç defa derse o gün: boğulmaktan, yanmaktan, hırsızlıktan, şeytandan, idareci zulminden, yılandan ve akrebten emniyyette olur dedi. İbni Kesir El-Bidaye c.1 s.310.
Ali ibni Ebi Talibden merfuan rivayette ise Ali kv (( Her Arafa günü Cibriyl, Mikaiyl, İsrafil ve Hızır as toplanırlar dedi )).
İbni Ebi Revvad ra (( İlyas as ve Hızır as ramazan ayında orucu Beyti Makdisde tutarlar, her sene haccederler ve zemzem suyundan içerler, bu su ile gelecek hac mevsimine kadar dururlar dedi )) ibni Kesir El-Bidaye c.1 s.311.
Ma’mar ((… Bana ulaştıkı deccalın öldürüp dirilteceği kişi Hızır as dır. Bu hahis Buhari ve Müslim tarafından Zührü ra hadisi olarak tahric edilmiştir. )) ibni Kesir c.1 s.311. Burdan açık net bir ifade ile anlaşılıyorki Hızır as Deccalla karşılacağı güne kadar hayatta ve görevlerine devam edecektir.
İbni Şahinin zayıf bir senedle Hasıyf dan rivayetinde ((… Hızır as ise denizde görevlidir, İlyas as ise karada görevlidir. )) El-ısabe ibni hacer c.2 s.118
Amr bin Dinar ra (( Muhakkaki Hızır ve İlyas as, kuran yeryüzünden kaldırılıncaya kadar hayatta olacaklar, kuran kaldırıldığı an ölecekler.diyor.)) Dürrün-negıyye s.142, Fetava İmam Remli s.223.
Hasan Basri ra (( İlyas as karalara vekil kılındı, Hızır as denizlere okyunuslara vekil kılındı, birinci sura kadar onlara dünyada yaşama izni verildi, ikisi her hac mevsiminde arafatta buluşurlar.dedi.)) el- Isabe c.2 s. 118
İbni Adiy Kamilinde, Daregutni İfradında, el-Agıylı ve Übni Asakir; Rasulüllah sas (( Hızır as her hac mevsiminde İlyas as ile karşılaşır…)) dedi.
Ahmed bin Hambel Zühd adlı eserinin 224 sahifesinde hasen bir senedle İbni Ebi Revvad dan rivayetinde; (( Muhakkakki ikisi ramazan orucunu beyti makdis de tutarlar dedi.)) fethulbari c.6 s.311. Fetava remli s.224.
Bu rivayetlerden hareketle 6 mayısta mescidi aksada buluşan ve divana katılan Hızır ve İlyas as ramazan orucunu orda tutuklarını söyleye biliriz. Ve tekrar Arafatta buluşuyorlar.
El-Bâcûri sahabenin tarifini yaptıktan sonra şöyle diyor;
Bilki muhakkak İsa as Peygamberimiz sas ile beyti makdisde ruh ve cesedle beraber bir araya geldiler işte o sahabidir ve Hızır as da öyledir. Ruhul- Beyan tefsirinin sahibi diyorki; (( … Aynı şekilde İlyas as ve Hızır as bilinen ve kabul edilen buluşma şekli üzere bir araya geldiler ve böylece ikiside sahabidir.)) ruhul-beyan c.2 s.506
Hakimin, Hafız Beyhakinin, İmamı Şafiinin ve Diğerlerinin Enes ra dan rivayetlerinde Hızır as (( Efendimiz sas vefat ettiğide sahabelirin yanına geldi, onlara taziyede bulundu ve oradan ayrılınca, oradaki cemeat bu adamı tanıyormusunuz diye bir birlerine sorunca Ebu Bekir ve Ömer ra evet o, Rasulüllahın kardeşi Hızır as dır. dediler.)) bu rivayeti Hâkim Müstesrekte zikretmektedir.
Nihat Çiftci / Guddusi Hoca