Hızır’ın (a.s), İbrahim et-Teymî’ye Öğrettiği Zikir (‼️(Müsebbiat-ı Aşere (yedişer defa tekrar edilen on zikir duası)‼️

Hızır’ın (a.s), İbrahim et-Teymî’ye Öğrettiği Zikir
~~~~~~~
Bu arada Hızır’ın (a.s), İbrahim et-Teymî’ye öğrettiği ve akşam sabah okumasını tavsiye ettiği zikir de önemlidir. Bu, on değişik zikir ve tespihten oluşur. Yedişer defa okunur.
Hızır (a.s), İbrahim Teymî’ye: “Bunları bana Hz. Muhammed (s.a) öğretti.” demiştir. Ayrıca ona bu zikrin faziletini haber vermiş ve anlatılamayacak kadar büyük olan öneminden bahsetmiştir. Bu zikri ancak Yüce Allah’ın haklarında saîd ve cennetlik hükmünü verdiği kimselerin okumaya devam edeceğini söylemiştir. Biz konuyu kısa tutmak istediğimizden bahsi geçen zikrin faziletlerini bu kadar hatırlatmakla yetiniyoruz. Bu virde devam eden kimse, müjdelenen faziletlerin hepsini elde eder. Ayrıca buna devam eden kimse diğer duaları zaten okumuş olur.
Bu zikri, Saîd b. Saîd, Ebû Tayyibe’den, o da Kurz. b. Vebre’den nakletmiştir. Kurz b. Vebre’nin ebdalden olduğunu söylemiştir. Kurz b. Vebre demiştir ki:
“Şam’da iken birisi yanıma geldi. Bana:
— Ey Kurz! Sana bir hediyem var, onu kabul et. Çünkü o, çok hoş bir hediyedir, dedi. Ben:
— Bu hediyeyi sana kim verdi? dedim. İbrahim et-Teymî verdi, dedi. Ben:
— Peki İbrahim’e onu kimden aldığını sormadın mı? dedim.
— Evet, sordum, dedi ve İbrahim et-Teymî’nin kendisine şunları anlattığını söyledi:
— Ben Kabe’nin avlusunda bulunuyordum. Tehlil, tesbih ve tahmid türü zikirlerle meşgul oluyordum. Bu sırada yanıma bir adam geldi, selam verdi ve sağımda oturdu. Onun kadar güzel yüzlü, bembeyaz elbiseli ve hoş kokulu bir kimseyi görmedim. Kendisine:
— Ey Allah’ın kulu! Sen kimsin ve nereden geldin? dedim. O zat:
— Ben Hızır’ım, diye cevap verdi.
— Peki niçin geldin? dedim.
— Sana selam vermek için ve bir de seni bir din kardeşi olarak sevdiğimden dolayı geldim. Yanımda sana vermek istediğim bir hediyem var, dedi.
— O hediye nedir? diye sordum. Şu cevabı verdi:
— Güneş doğup, yeryüzüne yayılmadan önce bir de batmadan önce şu sayacaklarımı okumandır. Yedişer defa olmak üzere, Fatiha sûresini, Nas sûresini, Felak sûresini, İhlas sûresini, Kafirun sûresini ve Ayete’l-Kürsî’yi okursun. Sonra yedi defa:
“Sübhânellahi velhamdulillahi ve lâ ilâhe illâ’llahu vellahu ekber” dersin. Ardından yedi defa salât ü selam getirirsin. Kendin için, annen baban için, ehlin için, akrabaların için, ölen ve hayatta olan bütün müminler için yedi defa istiğfarda bulunursun ve şu duayı yedi defa okursun:
‎اَللَّهُمَّ يَا رَبِّ افْعَلْ بِى وَبِهِمْ عَاجِلاً آجِلاً فِي الدِّينِ وَالدُّنْيَا وَالآخِرَةِ مَا أَنْتَ لَهُ أَهْلٌ
‎وَلاَ تَفْعَلْ بِنَا يَا مَوْلاَيَ مَا نَحْنُ لَهُ أَهْلٌ. إِنَّكَ غَفُورٌ حَلِيمٌ جَوَّادٌ كَرِيمٌ رَؤُوفٌ رَحِيمٌ
Akşam sabah bunu okumaya devam et, bırakma!” dedi.
Bunun üzerine ben ona:
— Bunu sana kimin öğrettiğini öğrenmek isterim, dedim. Hızır (a.s):
— Onu bana Hz. Muhammed (s.a.v) öğretti. dedi.
— Bunu okumanın sevabını bana söyler misin? dedim.
— Hz. Muhammed (s.a.v) ile karşılaştığında ona sor, o söyler, dedi. Allah kendisine rahmet eylesin İbrahim et-Teymî, daha sonraki durumu şunları anlattı:
— Bir gece rüyamda melekler yanıma geldiler. Beni alıp Cennete götürdüler. Cennetin güzellikleri karşısında hayrete düştüm. Meleklere: “Bunlar, kim içindir? diye sordum. “Onlar, senin yaptığını yapanlar için” diye cevap verdiler. Bu arada İbrahim et-Teymî Cennetin meyvelerinden yediğini ve suyundan içtiğini söyledi. Sonra şöyle devam etti.
— Sonra melekler beni alıp, Rasulullah’ın (s.a.v) yanına getirdiler. Etrafında yetmiş nebî ve yetmiş melek saffı vardı. Her saf doğu ve batıyı kuşatacak kadar büyüktü. Nebî (s.a.v) Efendimiz bana selam verdi, elimden tuttu. Ben ona:
— Ya Resulallah, dedim, Hızır’ın bana söylediğine göre, bu duayı ona siz öğretmişsiniz. Nebî (s.a):
— Hızır doğru söylemiştir. Hızır doğru söylemiştir. Anlattığı her şey doğrudur. O, yeryüzünde yaşayanların âlimidir. Ebdalin reisidir. Yüce Allah’ın dünyadaki askerlerinden biridir.” buyurdular. Bunun üzerine:
— Ya Resulallah, bu virde devam edip de benim rüyamı görmeyenler, bana ikram edilen bu nimetlere ererler mi? diye sordum. Şöyle buyurdular:
— Allah’a yeminle söylerim ki, buna devam edene, o nimetler verilecektir. Beni görmese de, cenneti görmese de onun büyük günahları bağışlanır. Allah ondan razı olur. Günahlarını yazan solundaki meleğe, bir sene boyunca günah yazmaması emredilir. Buna ancak said (cennetlik) olacaklar devam eder ve onu ancak şaki (rahmetten mahrum) olanlar terk ederler.”
İbrahim et-Teymî, bu rüyayı gördükten sonra onun sevinç ve kerametiyle dört ay boyunca bir şey yememiş ve içmemiştir. Gerçeği Allah bilir.
Bunu, İbrahim et-Teymî’den, A’meş nakletmiştir. Bu da sabah namazından sonra okunması müstehap olan dualardandır. Bunun birçok faziletleri vardır. Ancak biz konuyu kısa olarak sunmayı tercih ettik.
Kutul Külub

Islâm tasavvufunun temel eserlerinden biri olan Kutu’l-Kulüb, henüz Asr-ı Saadet devrinin gölgesinde yaşanılan bir zaman diliminde Ebû Talib el-Mekkî’nin kaleme aldığı bir klasiktir.

Bin yılı aşkın bir süredir hakikat yolcularına rehberlik eden bu eser, İhyâü Ulûmi’d-dîn ve Avârifü’l-Maârif gibi meşhur tasavvuf eserlere de kaynaklık ederek tasavvufun özünü en muteber şekliyle ortaya koymaktadır. Semerkand Yayınevi bu klasik eseri Dr. Dilaver Selvi’nin türkçesiyle dört cilt halinde kültür dünyamıza kazandırmış bulunmaktadır.

————-

İmam Gazali, okunmalarında fazilet olduğu bildirilen bazı ayetleri vird edinip okumanın müstehap olduğunu ifade eder ve örnek olarak şu sure ve ayetleri verir:

Fatiha, Âyet-el Kürsi (Bakara, 2/285), Bakara Suresi’nin son iki âyeti (Âmenerresulü), Âl-i İmrân Suresi’nin 18, Tövbe Suresi’nin 128 ve 129, Fetih Suresi’nin 27, İsrâ Suresi’nin 101, Hadid Suresi’nin evvelinden beş ve Haşir Suresi’nin sonundan da üç ayet (Hüvallâhullezi) okumayı tavsiye eder.

Daha sonra soruda geçen konuyla ilgili şu açıklamayı yapar:

Müsebbiat-ı Aşere (yedişer defa tekrar edilen on zikir duası), İbrahim et-Teymî Hazretlerinin Hz. Hızır’dan öğrendiği bildirilen bir zikirdir. Güneş doğmadan biraz önce ve batmadan biraz önce okunması tavsiye edilen bu zikirler / dualar şöyledir:

1. Fatiha Suresi,

2. Ayetü’l-Kürsî,

3. Kâfirun Suresi,

4. İhlas Suresi,

5. Felak Suresi,

6. Nas Suresi,

7. Sübhanellahi ve’l-hamdu lillahi ve la ilahe illellahu ve’llahu ekber.

8. Hz. Peygamber (a.s.m)’e salavat getirmek (şekli belirtilmemiş, demek ki herhangi bir salavat şekli olabilir),

9. Rabbena’ğfir li ve li valideyye ve li’l-müminine yevme yekumu’l-hisab,

10. “Allahumme’f-al bî ve bihim âcilen (aynla) ve âcilen (elifle) fi’d-dîni ve’d-dünya ve’l-âhireti mâ ente lehu ehlun ve la te’f-al bina mâ nahnu lehu ehlun inneke Ğafurun, Halimun, Cevadun, Kerimun, Raûfun, Rahîm.”

(Meali: Allah’ım! Bana, anne ve babama ve bütün mü’minlere acilen ve diğer zamanlarda, dünya ve âhirette Senin lûtfuna lâyık şekilde muamele buyur. Bize, bizim lâyık olduğumuz muameleyi yapma. Sen ba­ğışlayıcısın, cömertsin, ilim sahibisin, Kerîm, Raûf ve Rahimsin.) (Gazalî, İhya, 1/346; bk. İhya, trc. Ahmet Serdaroğlu, 1/978-980; Kimya-yı Saadet, trc. Ali Arslan, 1/235)

Bir Cevap Yazın

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Twitter resmi

Twitter hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s