Âşurâ Günü Duâları

Âşurâ Günü Duâları

1- Şeyh Muhammed ibni Abdilhayy ed-Dâvûdî el-Kattān’ın “Mecmû‘a”sında zikredildiği üzere; Şeyh Ebu’l-Bekā el-Ömerî’nin, İbni Ferhûn’un “el-Mesâilü’l-melfûza” isimli eserinden nakline göre; Âşûrâ günü bu duâyı yedi kere okuyan o sene ölmez, eceli gelen ise okumaya muvaffak edilmez:

سُبْحَانَ اللّٰهِ مِلْاءَ الْمِيزَانِ وَمُنْتَهَى الْعِلْمِ وَمَبْلَغَ الرِّضَا وَزِنَةَ الْعَرْشِ لَا مَلْجَأَ وَلَا مَنْجَا مِنَ اللّٰهِ إِلَّا إِلَيْهِ سُبْحَانَ اللّٰهِ عَدَدَ الشَّفْعِ وَالْوَتْرِ وَعَدَدَ كَلِمَاتِ اللّٰهِ التَّامَّاتِ كُلِّهَا أَسْأَلُكَ السَّلَامَةَ بِرَحْمَتِكَ يَاأَرْحَمَ الرَّاحِمِينَ وَلَاحَوْلَ وَلَاقُوَّةَ إِلَّا بِاللّٰهِ الْعَلِىِّ الْعَظِيمِ وَهُوَ حَسْبِي وَنِعْمَ الْوَكِيلُ نِعْمَ الْمَوْلَى وَنِعْمَ النَّصِيرُ وَصَلَّى اللّٰهُ وَسَلَّمَ عَلٰى خَيْرِ خَلْقِهِ مُحَمَّدٍ وَعَلٰى اٰلِهِ وَصَحْبِهِ أَجْمَعِينَ

“Allâhu Teâlâ’yı mîzân dolusunca,

İlminin sonsuzluğunca,

Rızasına ulaşıncaya kadar ve Arş’ının tartısınca tesbîh ederim!

Allâhu Teâlâ’dan başkasına sığınılıp kaçılmaz, yine ancak O’na sığınılır!

Allâhu Teâlâ’yı çiftlerin ve teklerin sayısınca ve tamam olan kelimelerinin tamamının sayısınca tesbîh ederim!

Ey acıyanların en merhametlisi!

Senden rahmetinle (bütün belâlardan) selâmet isterim.

O yüce ve büyük olan Allâh’ın yardımı olmadan hiçbir günahtan dönüş ve hiçbir ibadete kuvvet olamaz.

O bana yeter!

Ne güzel Vekîl’dir!

Ne güzel Mevlâ ve ne güzel yardımcıdır!

Allâh Teâlâ, mahlûkatının en hayırlısı olan Muhammed (Sallâllâhu Aleyhi ve Sellem)e ve âl-i ashâbının tamamına salât ve selâm eylesin!” [13] [13] Muhammed Ebu’l-Yüsr Âbidîn, el-Evrâdü’d-dâime, sh:92

———

2- Âşûrâ günü yetmiş kere bu duâyı okuyanı Allâh-u Te‘âlâ mağfiret buyurur:

حَسْبِيَ اللّٰهُ وَنِعْمَ الْوَكِيلُ نِعْمَ الْمَوْلَى وَنِعْمَ النَّصِيرُ

“Allâh bana yeter!

Ne güzel Vekîl’dir!

Ne güzel Mevlâ ve ne güzel yardımcıdır!” [14] [14] Muhammed ibni Hatîruddîn, el-Cevâhiru’l-hams, Millet Genel Kütüphanesi, kısım: Reşid

Efendi, kayıt no:506, varak:19

——-

3- Şihâbüddîn es-Sühreverdî (Kuddise Sirruhû)dan şöyle nakledilmiştir;

Her kim bu duâyı Âşûrâ günü üç kere okursa o sene ölmekten emin olur.

Zira eceli takdir edilen kişiye o gün bu duâyı bu şekilde okumak nasip olmaz!

بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمَنِ الرَّحِيمِ

اَلْحَمْدُ لِلَّهِ رَبِّ الْعَالَمِينَ وَالصَّلَاةُ وَالسَّلَامُ عَلٰى سَيِّدِنَا مُحَمَّدٍ وَعَلَى آلِهِ وَصَحْبِهِ أَجْمَعِينَ

اَللّٰهُمَّ أَنْتَ الْأَبَدِىُّ الْقَدِيمُ، اَلْحَىُّ الْكَرِيمُ، اَلْحَنَّانُ الْمَنَّانُ، وَهٰذِهِ سَنَةٌ جَدِيدَةٌ! أَسْأَلُكَ فِيهَا الْعِصْمَةَ مِنَ الشَّيْطَانِ الرَّجِيمِ وَاَوْلِيَائِهِ وَالْعَوْنَ عَلٰى هٰذِهِ النَّفْسِ الْأَمَّارَةِ بِالسُّوءِ وَالْإِشْتِغَالَ بِمَا يُقَرِّبُنِي

إِلَيْكَ يَا كَرِيمُ! يَا ذَا الْجَلَالِ وَالْإِكْرَامِ بِرَحْمَتِكَ يَا أَرْحَمَ الرَّاحِمِينَ. وَصَلَّى اللَّهُ وَسَلَّمَ عَلٰى سَيِّدِنَا وَنَبِيِّنَا مُحَمَّدٍ وَعَلَى أٰلِهِ وَصَحْبِهِ وَأَهْلِ بَيْتِهِ أَجْمَعِينَ

‘Bütün hamdler, âlemlerin Rabbi olan Allâh’a aittir!

Salât-ü selâm, Efendimiz Muhammed (Sallâllâhu Aleyhi ve Sellem)in ve âl-i ashâbının tamamının üzerine olsun!

Ey Allâh!

Sen Ebedî’sin, Kadîm’sin (başlangıcın ve sonun yoktur)!

Hayy’sın, Kerîm’sin (hakikî hayat sahibi de, kerem sahibi de ancak Sensin)!

Hannân’sın, Mennân’sın (son derece acıyan ve çokça lütuflarda bulunan Rabbimizsin)!

İşte bu yeni senedir!

Ben bu sene Senden dilerim ki, beni kovulmuş şeytandan ve onun dostlarından koruyasın, kötülüğü çokça emreden bu nefse karşı bana yardım edesin ve beni Sana yaklaştıran amellerle meşgul edesin.

Ey kerem sâhibi!

Ey celâl ve ikrâm sahibi!

Ey acıyanların en merhametlisi!

Rahmetinle kabul eyle!’

Allâh Teâlâ, Efendimiz ve peygamberimiz Muhammed (Sallâllâhu Aleyhi ve Sellem)e, âl-i ashâbının ve Ehl-i Beyt’inin tamamına salât ve selâm eylesin!’ derse, şeytan:

‘Biz bu kişiden ümidi kestik!’ der ve Allâh (Celle Celâlühû) ona, kendisini sene boyunca koruyacak iki melek görevlendirir.” [15] [15] Allâme Safûrî, Nüzhetü’l-mecâlis:1/156; Mâü’l-ayneyn, Na‘tü’l-bidâyât, sh:165

———

Âşurâ Gününe Ait Fazîletli Bir Terkib

Rivayete göre:

“Herkim Âşûrâ gecesi abdest tazeleyip iki rekât namaz kıldıktan sonra, diz üstü çökmüş halde kıbleye yönelik vaziyette her birinin başında besmele çekerek üç yüz altmış Âyete’l-Kürsî okuduktan sonra kırk sekiz kere:

قُلْ بِفَضْلِ اللّٰهِ وَبِرَحْمَتِه۪ فَبِذٰلِكَ فَلْيَفْرَحُوا هُوَ خَيْرٌ مِمَّا يَجْمَعُونَ

âyet-i kerîmesini okur da, sonra on iki kere:

اَللّٰهُمَّ اِنَّ هَذِهِ لَيْلَةٌ جَدِيدَةٌ وَشَهْرٌ جَدِيدٌ وَسَنَةٌ جَدِيدَةٌ فَاَعْطِنِى اَللّٰهُمَّ خَيْرَهَا وَخَيْرَ مَا فِيهَا وَاصْرِفْ عَنِّى شَرَّهَا وَشَرَّ مَا فِيهَا وَشَرَّ فِتْنَتِهَا وَمُحْدَثَاتِهَا وَشَرَّ النَّفْسِ وَالْهَوَى وَالشَّيْطَانِ الرَّجِيمِ

“Ey Allâh!

İşte bu, yeni gecedir, yeni aydır ve yeni yıldır.

Öyleyse ey Allâh!

Bana onun hayrını da, onda bulunanların hayrını da nasip et.

Onun şerrini de, onda bulunanların şerrini de, onun fitnesinin şerrini de, onda meydana gelecek olan şeylerin şerrini de, nefsin ve kötü arzusunun şerrini de, kovulmuş şeytanın şerrini de benden çevir.” derse, peşine de Kur’ân-ı Kerîm’den iktibas edilen dualardan dilediğiyle bitirir, defaat ile tesbih, tehlil ve salevattan sonra Müslüman erkek ve kadınların tümüne duâ yaparsa, o sene bütün kötülüklerden korunmuş olur.” [16] [16] Mâü’l-ayneyn, Na‘tü’l-bidâyât, sh:166

——

Tevbe istiğfarda bulunmak.

Nitekim Ali (Radıyallâhu Anh)dan rivayet edilen bir hadîs-i şerîfte Rasûlüllâh (Sallâlâhu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur:

”O muharrem ayında öyle bir gün vardır ki;

Allâhu Te’âlâ o Âşûrâ gününde Âdem aleyhisselâmın tevbesini kabul ettiği gibi Yûnus ve Mûsa aleyhisselâmın ümmet gibi bir kavmin tevbesinide kabul etmiştir ve yine o Âşûrâ gününde ümmet-i Muhammed’den o günün kıymetini bilip amellerini ifa eden başka topluluklarında tevbesi kabul edecektir.”

Bununla âmil olmak için en az 25 veya 27 kere şu istiğfarı okumakta çok fayda vardır.

Nitekim Şeyh Ali ibni Ebi Bekr es-Sekkaf (Rahmetullâh) ”Me’âricü’l-hidâye” isimli eserinde şöyle demiştir:

‘Meşhur olan istiğfar çeşitlerinden biri de Rasûlüllâh (Sallâlâhu Aleyhi ve Sellem)den rivayet edilen;

”Her kim sabahtan ve ikindiden sonra 25 kere, diğer bir rivayette 27 kere:

‘Kendisinden başka hiçbir ilah bulunmayan,

O Rahmân ve Rahim.

O Hayy-ü Kayyûm olan.

O hiç ölmeyecek Allâh’tan mağfiret talep ediyorum ve O’na tevbe diyorum.

Ey Rabbim!

Beni affet!’

derse ne canında, ne ailesinde, ne evinde, ne de bulunduğu şehirde istemediği bir şey görmez.” hadîs-i şerîfinde geçen istiğfardır.

O halde sabah akşam bu istiğfarda devam etmek lazımdır.

Meşâyıhtan bir cemaat, aralarında bu istiğfarı vasiyetleşirler ve bunda gördükleri büyük fayda, üstün bereket ve kıymetli muhafazadan dolayı bunu talebelerine, çocuklarına ve arkadaşlarına tavsiye ederlerdi.

[14] Muhammed ibni Hatîruddîn, el-Cevâhiru’l-hams, Millet Genel Kütüphanesi, kısım: Reşid

Efendi, kayıt no:506, varak:19

[15] Allâme Safûrî, Nüzhetü’l-mecâlis:1/156; Mâü’l-ayneyn, Na‘tü’l-bidâyât, sh:165

[16] Mâü’l-ayneyn, Na‘tü’l-bidâyât, sh:166

Bir Cevap Yazın

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Twitter resmi

Twitter hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s