İbrahim aleyhisselâm, Zilhicce ayının 8. gecesi, rüyâsında “Kendi oğlunu keser hâlde” gördü. Sabah olunca, “Rüyâ şeytanî midir, Allah tarafından mıdır?” diye terviye ve tefekküre dalıp, o günü tefekkürle geçirdi. Arefe gecesi olduğunda kendisine; “Emrolunduğun şeyi yerine getir!” buyurulunca, Allahü teâlâ tarafından olduğunu bildi.
Bildiği için o güne, bilmek anlamına gelen Arefe, dendi.
İbrâhim Aleyhisselâm gördüğü sahih rüya üzerine oğlunuAllâh-u Teâla yolunda kurban etmeye karar verir. Kurban hazırlıkları sırasında Cebrâil Aleyhisselâm gökten buna bedel olarak bir koç getirir.
Dünya semâsına ulaştığında Cebrâil Aleyhisselâm : ” Allâhu Ekber Allâhu Ekber ” diyerek tekbir getirir. İbrâhim Aleyhisselâm bu sesi işitince başını gökyüzüne çevirir ve onun bir koçla geldiğini görünce : ” Lâ ilâhe illâllâhu vallâhu ekber ” diye cevap verir.
Bu tekbir ve tevhid kelimelerini işiten ve kurban edilmeyi bekleyen ismâil Aleyhisselâm’da :
” Allâhu Ekber ve lil-lâhil hamd ” der. Böylece kıyâmet gününe kadar sürecek büyük bir sünnet başlatılmış olur
( el-mevsîlî, el-ihtiyâr li Tâlil’il -muhtâr 1/87-88 )